Geçtiğimiz pazartesi günü gerçekleştirilen 92. Akademi Ödüllerine(The Oscars) Güney Kore yapımı kara komedi & gerilim filmi “Parazit” damga vurdu. Bong Joon-Ho yönetmenliğinde “En İyi Uluslararası Film”, “En İyi Yönetmen”, “En İyi Özgün Senaryo” ödüllerinin yanı sıra “En İyi Film” kategorisinde de ABD sınırları dışından ödülü kazanan ilk film olarak tarihe geçti.
Lee Ha-joon imzalı, hikaye anlatımının çok önemli bir parçası olan prodüksiyon tasarımı da oldukça ilgi gördü. Özellikle filmin en gerilimli anlarının yaşandığı “Park” ailesi evi, tasarımı ile dikkatleri topladı. İç ve dış mekan çekimlerinde sinematografi biliminin tüm titizliği ile uygulandığı bu mansiyonun, hikaye anlatımına bu kadar etki etmesi ise bir tesadüf değildi.
Hikayeye göre Park ailesinin evi Namgoong isimli ünlü bir mimar tarafından tasarlanmış, bir süre mimarın kendisi tarafından kullanılmış, daha sonra Park ailesine satılmıştı. Bu nedenle Lee Ha-joon, seti tasarlarken bir prodüksiyon tasarımcısından ziyade bir mimar gibi düşünmeye çalıştığını söylüyor: “Sinematik faktörleri tabi ki göz önünde bulundurmamız gerekiyordu. Fakat aynı zamanda öyle gerçek bir ev tasarlamalıydık ki, izleyiciler karakterlerin burada yaşadığına gerçekten inanmalıydı. Ben bir mimar değilim ve bence bir mimarın ve yapım tasarımcısının bir mekanı değerlendirmesi arasında farklar var. Biz engelleri ve kamera açılarını önceliklendirirken, mimarlar insanların içinde gerçekten de yaşayacağı alanlar inşa ederler, dolayısıyla insan merkezli tasarımlar yaparlar. Yani yaklaşımlarımız birbirinden farklı.”
Oturma alanının zeminin tamamında bahçenin yeşilini iç mekanda aynı doğallıkla temsil eden ahşap parkeler kullanıldı.
Sonuç ise yalın ve elegan tarzda, bolca ahşap ve cam etkisinde modern bir ev… Yönetmen ve senarist Bong Joon-ho’nun, yapım tasarımcısı Lee’ye aktardığına göre, hikayedeki hayali mimar Namgoong’un evi inşa ederkenki amacı giriş katta bahçenin ferahlığını olabildiğince iç mekana taşımaktı. Bu doğrultuda tasarımcı, mekanın bahçeye bakan cephesine dev bir cam duvar yerleştirdi. Oturma alanının zeminin tamamında bahçenin yeşilini iç mekanda aynı doğallıkla temsil eden ahşap parkeler kullanıldı. Minimal bir düzende kümelenen koltuk takımı ve orta sehpa ile zemin, bütünü ile açığa çıkarıldı ve natürel-modern tasarım anlayışı pekiştirildi.
Lee, dış mekan setinin inşasında güneşin çok önemli bir faktör olduğunu belirtiyor: "Açık hava alanlarını ararken güneşin yönü çok önemli bir noktaydı", "İstediğimiz zaman diliminde güneşin konumunu hatırlamak ve pencerelerin konumlarını ve boyutlarını buna göre belirlemek zorunda kaldık. Işıklandırma söz konusu olduğunda, Hong Kyung Pyo'nun renk ile ilgili özel istekleri oldu. Sofistike, dolaylı bir aydınlatma ve tungsten ışık kaynaklarından sıcak bir etki istedi. Seti inşa etmeden önce onunla birlikte güneşin hareketlerini izlemek için alanı defalarca ziyaret ettik ve setin konumuna birlikte karar verdik." diye ekliyor…
Parkelerle elde edilen yalın zemin tasarımı, geniş açıklıklar, doğal malzeme ve minimal dekorasyon ile kurgulanan bu set, mekan tasarımının izleyici üzerinde karakterlere ve hikayeye odaklanma noktasındaki etkisini gözler önüne serdi.
Sonuç itibariyle alt ve üst sınıf arasındaki kara-komik, gergin ve ikircikli ilişkinin beyaz perdeye yansıtıldığı bu filmde ekip mimarlık, set tasarımı ve sanat yönetmenliği disiplinlerini birbirine saygı içinde değerlendirerek olağanüstü bir hikaye anlatımına imza attı.
We become an inspiration
to your design with
DesignFloor Moodboards!
We become
an inspiration
to your design
with DesignFloor
Moodboards!
Explore DesignFloor concepts
that will inspire your design
Explore
DesignFloor
concepts that
will inspire
your design
Would you like be our dealer
by taking on the DesignFloor
brand representation?
We are looking forward
to hearing from you!